Erdoğan İsrail’den ne istiyor? – Sinan Ciddi | Washington Examiner
İsrail’de özellikle Kudüs’teki Mescid-i Aksa’da son dönemde tırmanan şiddet olaylarının ardından Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İranlı mevkidaşı Ebrahim Raisi ile yaptığı telefon görüşmesinde “İsrail’in Filistin’deki saldırılarına karşı İslam dünyasının birlik olması gerektiğini ve Mescid-i Aksa’nın çiğnenmesinin kırmızı çizgimiz olduğunu” ifade etti.
Bu yazı Sinan Ciddi tarafından 21 Nisan 2023 tarihinde Washington Examiner‘da kaleme alındı. Makaleye buradan erişilebilir.
İlk bakışta Erdoğan’ın bu tutumu çok şaşırtıcı. Ne de olsa 2022’den bu yana İsrail ile yeniden anlamlı bağlar inşa etmeye çalışıyor. Ayrıca Büyükelçilik düzeyinde diplomatik ilişkilerin tamamen yeniden tesis edilmesinin yanı sıra Ankara, İsrail ile ilişkilerini geliştirmek istediğinin bir işareti olarak Cumhurbaşkanı Isaac Herzog’u ağırladı. Aynı sırada Türkiye büyükelçisi ve Türkiye’nin diplomatik personeli de ABD düşünce kuruluşlarını ve Amerikan Yahudi örgütlerini Washington’da ziyaret etmekle meşguldü. Ankara, muhtemelen yeni F-16 savaş uçakları ve diğer savunma ekipmanlarını satın almaya çalışan Türkiye’yi destekleyeceklerini umduğu Amerikan Yahudi lobisi üzerinde iyi bir izlenim bırakmaya çalışıyordu.
Öte yandan Erdoğan’ın Türkiye’nin siyasal İslamcı hareketi olan “Milli Görüş” içinde yetişmiş bir siyasetçi olduğunu unutmamak gerekir. Milli Görüş, şiddetle Batı karşıtı olmasının yanı sıra aynı ölçüde antisemit ve İsrail karşıtıdır. Üst satır: Erdoğan İsrail devleti ile büyükelçilik ilişkilerini yeniden tesis etmek için birkaç göstermelik hamle yapmış olsa da, İsrail’in dostu değildir. Yahudi halkına ve inancına da saygılı değildir. Hiçbir şey onun bakış açısını değiştirecek gibi de görünmüyor.
Erdoğan Türkiye’deki seçimleri kaybederse ne yapacak?
Ancak İsrail’i sözlü olarak azarlayarak Erdoğan bu ülkeyle ilişkilerini yeniden inşa etme konusunda ciddi olmadığını gösteriyor.
Yüzeysel olarak baktıǧında Erdoğan siyasi olarak zayıflamış bir İsrail görüyor. Benjamin Netanyahu’nun koalisyon hükümetine karşı devam eden protestolar, İsrail’in canlı demokrasisinin bir ifadesi olsa da İsrail’in itibarını yurtdışında zedelemiṣ bulunuyor. Erdoğan ṣöyle bakıyor: İsrail’i vurmak onun yeniden seçilmesine hizmet edecek. İsrail hükümeti iç istikrarı sağlamaya odaklanmışken Erdoğan’la laf dalaşına girmek istemeyecek. Erdoğan için İsrail karşıtı bir söylemi yüceltmek muhafazakar ve dindar tabanına iyi gelecek. Erdoğan’ın Mayıs ayında yeniden seçilebilmesi için her oya ihtiyacı olduǧuna göre bu retorik patlama, özellikle de İsrail’in büyük ölçüde sessiz kalması durumunda, muhtemelen kendisine hiçbir maliyeti olmayacak bir çıkıṣ.
Erdoğan’ın İsrail’le ilişkilerini düzeltmekteki tek amacı Washington’daki Yahudi lobisini harekete geçirerek Kongre’nin Ankara’ya daha sıcak bakmasını sağlamak ve silah satışına yönelik güçlü itirazlarını ortadan kaldırmak. İşin özü bu. Ancak Erdoğan’ın bilmediği bir şey var ki, Washington’da bu ikili ilişkiyi takip eden her politika meraklısı Erdoğan’ın niyetinin ne olduğunu görüyor. Kongre de öyle, İsrail de öyle.
Eğer Türkiye’nin İsrail ile bir zamanlar sahip olduğu güçlü ikili ilişkileri yeniden inşa etme şansı olacaksa, yeni bir lider seçmesi gerekiyor. Ankara dost Washington’un kendisine silah satmasını istiyorsa, ABD’li politika yapıcılarının samimiyetine ve saygısına ikna edici bir şekilde davranmak zorunda.
Sinan Ciddi, Demokrasileri Savunma Vakfı’nda (Foundation for Defense of Democracies – FDD: Washington DC merkezli, ulusal güvenlik ve dış politikaya odaklanan bir araştırma enstitüsü) kıdemli araştırmacı olarak görev yapmakta ve FDD’nin Türkiye Programı ile Askeri ve Siyasi Güç Merkezi’ne (CMPP) katkıda bulunmaktadır. Aynı zamanda Command and Staff College-Marine Corps University ve Georgetown University School of Foreign Service’de Güvenlik Çalışmaları Doçenti olarak görev yapmaktadır.