Türkiye’de deprem felaketinin artçı şoklarını en ağır şekilde hissedenler kadınlar. Bu farklılık devlete olan güvenin azalmasına yol açabilir – W. Kreutzer & S. Bagwell | The Conversation
Araştırmalar, hem yoksul hem de zengin ülkelerde doğal afetlerin ardından kadınların hükümete olan güveninin azaldığını, erkeklerin siyasi güveninin ise arttığını gösteriyor.
Willow Kreutzer ve Stephen Bagwell tarafından 30 Mart 2023 tarihinde The Conversation‘da İngilizce olarak yayınlanan makaleye buradan erişilebilir.
Doğal afetler meydana geldiğinde, kadınlar ve kız çocukları diǧer kesimlerle mukayese edilemeyecek zorluklarla ve artan risklerle karşılaşıyor. Cinsel şiddet ve sağlık sorunları yaşama olasılıkları erkeklere nazaran çok daha yüksek. Kadınlar ve kız çocukları ayrıca mesleki ve eğitim alanında da daha ciddi sorunlarla başetmek zorunda.
Bu nedenle, 6 Şubat 2023’te 50 binden fazla insanın ölümüne ve 3 milyon insanın yerinden edilmesine neden olan 7,8 büyüklüğündeki depremin ardından Türkiye ve Suriye’deki kadınlar için zorlukların artmaya devam etmesi şaşırtıcı olmamalı. Birleşmiş Milletler’e göre Türkiye’deki depremzedeler arasında Şubat 2023 sonu itibariyle acilen tıbbi bakıma ihtiyaç duyan 356 bin hamile kadın da bulunmakta. Bazı kadınlar çocuklarını yıkılan binalarda doğurmak zorunda kaldı.
Kadınların, felakete müdahale eden hükümet politikaları ve programlarının dışında bırakılma olasılığı da erkeklere göre daha yüksek ve bu da onları genellikle felaket bölgelerinden uzaklaşmaya zorlamakta. Afetlerde ölüm oranları kadınlar için daha yüksek. Bu da kısmen bazı zengin ülkelerde bile kadınların acil durumda dahi evden çıkmaya tereddüt etmeleri gibi faktörlere bağlı.
Bizler insan hakları ve siyaset bilimi akademisyenleriyiz. Doğal afetler kadınlar üzerinde daha vahim bir etki yaratırken, bu krizlerin kadınların siyasi tutumlarını da değiştirmeye yönelttiǧini akılda tutmamız önemli. Afetlerin kadınları böylesine önemli bir ṣekilde etkilemesi iyi belgelenmiş olsa da, daha az bilinen bir dengesizlik, bu tür krizlerin siyasi tutumları nasıl değiştirme eğiliminde olduğudur.
Araştırmalar, hem yoksul hem de zengin ülkelerde, doğal afetlerin ardından kadınların hükümete olan güveninin azaldığını, erkeklerin siyasi güveninin ise arttığını göstermektedir. Türkiye gibi yılda birden fazla felaketin yaşandığı ülkelerde ise, araştırmalar kadınların hükümete olan güveninin zaman içinde azalacağına işaret etmektedir. Buna devlet kurumlarına duydukları güvenin yanı sıra devlette gücü elinde bulunduranlara – siyasi liderler, partiler ve parlamento – duyulan güven de dahildir. Kadınlar ihtiyaçlarını iktidardakilerin karşılamadığını, kendilerini desteklemeye ve korumaya çalışmadıklarını gördüklerinde güvenlerini azaltmaktadırlar.
Kadınlar afet sonrasında neden daha savunmasız?
Kadınların bir doğal afetin en kötü etkilerini hissetmelerinin birkaç temel nedeni var. Birincisi, hem ekonomik olarak gelişmiş hem de daha az gelişmiş ülkelerde evdeki ana ebeveyinler olarak kadınlara yüklenen beklentiler afet sonrasında daha da yoǧunlaṣır. Örneğin kadınlar genellikle ailelerine yiyecek ve su toplamak ve taşımakla, ayrıca çocuklarına ve diğer aile üyelerine bakmakla görevlendirilir. Kadınlar birincil bakıcı olarak sorumlulukları yüzünden afetlerden sonra kendilerini tehlikeli ortamlara sokmak zorunda kalırlar; ya su ve yiyeceğe ulaşmak için engebeli arazilerden geçerler ya da yemek pişirmek ve ailelerine yardım etmek için dengesiz konut yapılarında kalırlar.
İkinci olarak, hükümetler kadınların özel sağlık ihtiyaçlarına öncelik vermeme eğilimindedirler. Hamile veya emziren anneler rutin bakım alamayabilir, bu da hem anne hem de bebek için ölüm veya hastalık riskinin artmasına neden olabilir. Afet sonrasında kadınlara düzenli sağlık bakımı sağlamaya odaklanan bazı uluslararası yardım grupları ve projeleri olsa da, bu tür bir müdahale yaygın değildir.
Üçüncü olarak, kadınların yoksulluk içinde yaşama olasılığı daha yüksek ve afet sonrasında erkeklere kıyasla daha az ekonomik alternatife sahipler. İşe dönebilirlerse bile daha yavaş dönerler, ve genellikle kocalarının onları destekleyeceği varsayımıyla devlet yardımını alamazlar. Bu durum kadınların genel güvenliğini daha da azaltır.
Türkiye’de bir dizi deprem
Şubat 2023 depreminin ardından, sivil toplum örgütleri ve yardım kuruluşları Türkiye’deki kadın ve kız çocuklarının güvenli banyo, temiz su ya da düzenli regl ürünlerine erişimi olmayan, alelacele inşa edilmiş mülteci kamplarında kalmalarından duydukları endişeyi dile getiriyorlar.
Plan International gibi insani yardım kuruluşlarına göre, geçici barınaklarda yaşayan kadınlar ve özellikle genç kızlar, toplumsal cinsiyete dayalı şiddet ve çocuk yaşta evlilik riski altındalar. Bu durum, özellikle Türkiye’de olduğu gibi, kadınların erkeklerden ayrı olarak atanmıṣ, kadinlara vakfedilmiṣ alanları yoksa daha da belirgin hale geliyor.
Türkiye’deki insan hakları savunucularından The Women’s Coalition hükümetten, popüler sosyal medya sitelerindeki yasaklara son vermek gibi, kadınları desteklemenin önündeki mevcut engelleri kaldırmasını talep ediyor. Zira yardım ve kurtarma çalışmalarının koordine edilmesinde sosyal medya hayati bir rol oynayabilir. Ve bu yasaklar, kadınların ve LGBTQ örgütlerinin depremden etkilenen bölgelerdeki insanlarla bağlantı kurmasını ve yardım sağlamasını aktif olarak engellemekte. Kadınlar ve kız çocukları, ergenlik dönemi hakkında soruları için erkek yardım görevlilerinden yardım istemekte çekingen davranabiliyorlar. Türkiye’deki kadın hakları aktivistleri, enkaz altında çıplak veya başörtüsüz yakalanan kadınların korkudan yardım veya kurtarma isteme ihtimallerinin daha düşük olduğunu da belirtmiştir.
Siyasi sonuçları anlamak
Türkiye’de insanların hükümete olan güveni genel olarak düşüktür ve veriler, Türkiye’nin mevcut kaynaklarıyla genel olarak insan haklarına saygıyı güvence altına almak için çok daha fazlasını yapabileceğini göstermektedir. Örneğin, insan hakları gruplarının yakın tarihli raporları, Türk makamlarının ülkede yaygın olan aile içi şiddeti önleyen yasaları her zaman uygulamadığına işaret etmektedir.
İnsanların siyasete ve hükümete olan güveni yaşanmış deneyimlerle şekillendiğinden, güvenin azalmasını önlemeye yönelik çözümlerin mantıksal olarak azalmaya neden olan deneyimleri en aza indirmeye de odaklandıǧını düşünüyoruz. Hükümetler doğal afetleri kontrol edemeseler de, müdahalelerinin kadınların ihtiyaçlarını daha kapsayıcı olmasını sağlayabilirler.
Willow Kreutzer, Iowa Üniversitesi, Siyaset Bilimi Doktora Öğrencisi.
Stephen Bagwell, University of Missouri-St. Louis, Siyaset Bilimi Yardımcı Doçenti.